Güvenlikİnternet

Hackerlar Yatak Odanıza ve Banyonuza Girebilir

Her sene Ocak ayında Las Vegas’ta düzenlenen dünyanın en önemli tüketici teknolojileri fuarı CES 2017’de yüzlerce yeni teknolojik ürün tanıtıldı. Bitdefender uzmanlarına göre, internete bağlı akıllı cihazların giderek yaygınlaşması birçok güvenlik riskini de beraberinde getiriyor.

Tüketici elektroniği endüstrisi için yılın en büyük etkinliği olan CES 2017, Amerika Birleşik Devletleri’nin Las Vegas kentinde gerçekleşti. Fuarda bu yıl da internete bağlanabilen “akıllı” cihazlar öne çıktı. Bitdefender uzmanları ise akıllı olarak tanıtılan bu cihazların ne kadar akıllı olduğundan şüphe ediyor. Veri gizliliği ve güvenliği konusunda “çok akıllı olmayan” cihazların kullanımı birçok güvenlik açığına davetiye çıkarıyor.

Gizliliğiniz ve Güvenliğiniz Nasıl Tehlikeye Düşüyor?

Global antivirüs yazılım şirketi Bitdefender’ın uzmanlarına göre veri paylaşımına izin veren akıllı cihazların yaygınlaşması bu alana odaklanmış kötü amaçlı yazılımları da beraberinde getiriyor. Üstelik bu “akıllı” cihazlarda ağırlıklı olarak Android tabanlı işletim sistemleri kullanılıyor. Android işletim sistemi ise saldırıların en hızlı yükseldiği işletim sistemi olarak öne çıkıyor.

Fidye yazılım programlarının karlılığı, kültürel farklılıklar görülse de insanların özel verilerine verdikleri değerden kaynaklanıyor. Global antivirüs yazılım kuruluşu Bitdefender’ın gerçekleştirdiği ankette Almanya’daki tüketicilerin sadece %33’ü fidye yazılım sebebiyle kaybettiği verilerini geri kazanmak için ödeme yapabileceğini söylerken, Amerika’daki tüketiciler için ise bu oran %50. İnsanların kişisel verilerine verdikleri maddi değere gelince, kültürel faktörlere ek olarak muhtemelen ekonomik statü de değişkenlikler yaratıyor. Romanyalılar verilerini geri alabilmek için ortalama 132 doları gözden çıkarırken, İngilizler ise verileri için 568 dolar ödemeye razılar.

CES 2017’de tanıtılan cihazların birçoğunda ise asıl sorun toplanan verilerin zararsız gibi görünmesinden kaynaklanıyor. Oysa veri madenciliği ve eşleştirme teknikleri iyileştikçe ve bu toplanan verilerin miktarı çoğaldıkça risk de artıyor. Örneğin, akıllı bir saç fırçası, jiroskop, ivmeölçer gibi sensörleri sayesinde üç eksendeki el hareketlerinizi algılayabiliyor. BitdefenderCihazın üzerinde bulunan dahili mikrofon, saçınızın kuru mu, yoksa ıslak mı olduğunu değerlendirmekte kullanılıyor. Akıllı saç fırçası topladığı bütün bu verileri telefonunuzdaki yardımcı bir uygulamaya gönderiyor. Bir diğer akıllanan eşya olan diş fırçası tam olarak nereyi fırçaladığınızı algılıyor ve sıklık, süre ve yer gibi bilgileri kayıt altında tutuyor. Elde ettiği verileri yine bir telefon uygulaması ile eşleştiriyor. Akıllı yatak ise siz uykuya dalmadan önce ayaklarınızı ısıtıp, horladığınızda size en uygun yatış pozisyonunu öneriyor. Uyuyanın cep telefonuna da bağlanarak uyku analizi ve fotoğrafları kaydediyor.

Toplanan veriler ne kadar önemsiz görünürse görünsün, bütün bu akıllı cihazlarınızdan elde edilen veriler bir araya geldiğinde hayatınızla ilgili detaylı bir resim sunuyor. Bu veriler kötü amaçlı kişilerin ellerine geçtiğinde ise yaşayabileceğiniz gizlilik ve güvenlik sorunları hayal edemeyeceğiniz bir boyuta ulaşabiliyor.

Akıllı cihazlara entegre edilen dahili mikrofon ve kamera gibi özellikler ise çok daha büyük riskler oluşturabiliyor. Yatak odası ve banyo evin en mahrem bölgeleriyken, bu odalarda bulunan akıllı cihazlar bütün kişisel anlarınıza erişebiliyor. Bitdefender Bu cihazlardaki güvenlik açıklarından faydalanan saldırganların ise bu özellikleri suistimal etme ihtimali gün geçtikçe artıyor.

Bir diğer güvenlik riski ise internete bağlı cihazlar kullanılarak güçlendirilmiş DDoS saldırıları. 2016’ya damgasını vuran ve 2017’de de katlanarak artması beklenen DDoS saldırılarında bilinen yollardan farklı olarak, IP alabilen yani internete bağlı “akıllı“ cihazlar internet saldırısı için birer asker olarak kullanılıyor. İnternete bağlı cihazların %69.5’inde bu tür bir savunmasız alan olduğunu belirten Bitdefender uzmanları ise internete bağlı cihazların hızlı bir şekilde çoğalmalarıyla internetin ne kadar kırılgan olduğunu vurguluyor.